Usta ile Margarita, ana yapıtlarını 1920’li ve 1930’lu yıllarda vermiş olan Rus edebiyatçısı ve dramaturgu Mihail Afanasiyeviç Bulgakov’un başyapıtı olarak tanımlanan aynı başlığı taşıyan romandan hareketle yapılmış bir Rus filmi. Bugünlerde sinemalarda gösteriliyor.
Dergimizin sahibi, sorumlu yazı işleri müdürü ve yazarı Şiar Rişvanoğlu, Polonez işçileri başta olmak üzere direnişteki tüm işçilere, ezilen Kürt ve Filistin halklarına selam yolladığı, Adana Barosu Genel Kurulu konuşmasından sonra, faşistlerin, zarar verdikleri aracına bıraktıkları bir not ile tehdit edilmiştir.
İşçi ve emekçilerin yılmaz sözcüsü, ezilen halkların her daim müdafisi olan yoldaşımızın yanındayız. Burjuvazinin uşağı faşist çetelere asla geçit vermeyeceğiz!
Devrimci Marksizm dergisi olarak, 18. Karaburun Bilim Kongresi’nde gerçekleştirdiğimiz “Faşizm, Ön-Faşizm ve Siyonizm” oturumunun başlangıcında, kongrenin örgütleyicileri arasında yaşanan krizin sonucu olarak yayınlanan deklarasyona dair görüşlerimizi ifade ettiğimiz bir metni kongre katılımcıları ile paylaştık.
Dünya işçi sınıfının bayram günü geldi çattı. Bu yıl da 1 Mayıs’ın, bizi sömürü ve ezilmenin olmadığı bir dünyaya biraz daha yaklaştığımız bir bayram günü olması dileğiyle tüm okurlarımızın, Türkiye işçi ve emekçilerinin İşçi Bayramı’nı kutluyoruz.
2024 1 Mayıs’ı, Filistin’de Siyonist İsrail’in emperyalizmin desteği ile yürüttüğü soykırımın sürmekte olduğu, pankartlarımıza ve dövizlerimize bu iki azılı düşmanımızı daha da güçlü lanetlediğimiz bir 1 Mayıs.
İngiltere’de yayınlanan Historical Materialism (HM) dergisi, her yıl dünyanın farklı yerlerinden Marksist aydın ve akademisyenleri bir araya getiren konferanslar düzenliyor. Dergiyle aynı isimle düzenlenen bu konferanslar, farklı coğrafya, akım ve nesilden Marksist aydınların, yazarların birbirlerini tanıması ve Marksizmin meselelerini tartışması açısından oldukça önemli bir olanak sağlıyor.
27 Ekim 2023 Cuma günü, “Deli İbram Divanı’nda Sınıf Mücadelesi ve İktisat” başlıklı Devrimci Marksizm webinarında, Yayın Kurulu üyelerimizden Özdeniz Pektaş'ın moderasyonunda Alp Yücel Kaya, Ahmet Bulut Tamgörgü ve yazarı Ahmet Büke’nin katılımıyla, toplumsal gerçekçi edebiyatın yakın dönemdeki önemli ve nadir örneklerinden biri olan Deli İbram Divanı romanı üzerine söyleştik.
Bugün Türkiye tarihinin gidişatını değiştiren, sınıf mücadelelerindeki güç dengelerini altüst eden 12 Eylül 1980 askerî darbesinin 43. yıldönümü. Çoğu insan 12 Eylül’ü esas olarak “asker”in siyasi hayata müdahalesi ve kendi anlayışını dayatması olarak görüyor. Oysa 12 Eylül, Türkiye’nin büyük burjuvazisinin işçi sınıfına orduyu kullanarak yaptığı çok bilinçli bir taarruzdur. Darbenin 43. yılı vesilesiyle yoldaşımız Sungur Savran’ın Türkiye’de Sınıf Mücadeleleri kitabının Yordam Kitap tarafından bu yıl içinde yayınlanacak ikinci cildinden kısa bir pasaj yayınlıyoruz.
Elde var dört.
Bu da ne demek diyeceksiniz. Haklısınız. İlk üçü neydi ki dört oluyor? Zaten konu ne? Neden “kayıp” bir yazı. Bunları anlatabilmek için geçen yıla, Metin’i yitirdiğimiz günlere dönmemiz gerekiyor.
Bir yıl ne de hızlı geçmiş. Metin’i kaybedişimizin yıldönümüne ne kadar hızlı gelmişiz. Daha dün gibi görünüyordu kaybı, o kadar tazeydi solun saflarında hissedilen sızı. Demek ki sızı uzun sürecek.
Dergimizin önümüzdeki günlerde yayınlanacak olan 53. sayısında Gezi halk isyanının 10. yıldönümü vesilesiyle bir “Gezi Dosyası” hazırlandı. Dosyada yayınlanacak yazılardan biri Sungur Savran tarafından kaleme alındı. 31 Mayıs-1 Haziran Gezi isyanının tam tamına 10. yıldönümüne rastladığı için aşağıda yoldaşımızın yazısının birinci bölümünü yayınlıyoruz.
Nail’in ölümünden iki yıl önce, 2011 Haziran’ında, Kapital’in ilk cildinin Almanca aslından çevirisinin basımı vesilesiyle bir konferans düzenlenmişti (1). Nail ile aynı panelde yan yana oturuyorduk. Nail’i yakından tanıyanlar bilir, onun ara sıra takındığı biraz müstehzi, biraz muzip bir üslubu vardır.