You are here

Sungur Savran

12 Eylül: Burjuvazinin birleşik cephesi

Bugün Türkiye tarihinin gidişatını değiştiren, sınıf mücadelelerindeki güç dengelerini altüst eden 12 Eylül 1980 askerî darbesinin 43. yıldönümü. Çoğu insan 12 Eylül’ü esas olarak “asker”in siyasi hayata müdahalesi ve kendi anlayışını dayatması olarak görüyor. Oysa 12 Eylül, Türkiye’nin büyük burjuvazisinin işçi sınıfına orduyu kullanarak yaptığı çok bilinçli bir taarruzdur. Darbenin 43. yılı vesilesiyle yoldaşımız Sungur Savran’ın Türkiye’de Sınıf Mücadeleleri kitabının Yordam Kitap tarafından bu yıl içinde yayınlanacak ikinci cildinden kısa bir pasaj yayınlıyoruz.

Metin Çulhaoğlu’nun kayıp yazısı

Elde var dört.

Bu da ne demek diyeceksiniz. Haklısınız. İlk üçü neydi ki dört oluyor? Zaten konu ne? Neden “kayıp” bir yazı. Bunları anlatabilmek için geçen yıla, Metin’i yitirdiğimiz günlere dönmemiz gerekiyor.

Bir yıl ne de hızlı geçmiş. Metin’i kaybedişimizin yıldönümüne ne kadar hızlı gelmişiz. Daha dün gibi görünüyordu kaybı, o kadar tazeydi solun saflarında hissedilen sızı. Demek ki sızı uzun sürecek.

Gezi’nin ihtişamı ve sefaleti

Dergimizin önümüzdeki günlerde yayınlanacak olan 53. sayısında Gezi halk isyanının 10. yıldönümü vesilesiyle bir “Gezi Dosyası” hazırlandı. Dosyada yayınlanacak yazılardan biri Sungur Savran tarafından kaleme alındı. 31 Mayıs-1 Haziran Gezi isyanının tam tamına 10. yıldönümüne rastladığı için aşağıda yoldaşımızın yazısının birinci bölümünü yayınlıyoruz. 

Nail Satlıgan’ın Türkiye solu içindeki yeri

On yıl olmuş. On yıl boyunca Türkiye’nin Marksist iktisatçıları ekonomi politiğin eleştirisine vukufunu günceli yorumlarken ustalıkla uygulayan bir kalemin yazdıklarını okuyamadı. On yıl boyunca Türkiye sosyalist hareketi, onun dost ama uyarıcı sesini duymadı. On yıl boyunca devrimci Marksist hareket teorik kavrayış bakımından en ileri temsilcilerinden birinden yoksun kaldı. On yıl boyunca arkadaşları, yoldaşları ve öğrencileri Nail Satlıgan’dan mahrum kaldı.

Pages

Subscribe to RSS - Sungur Savran